22 Mayıs 2017 Pazartesi
1 Kasım 2012 Perşembe
Doğum Günü
Bir karadeniz fıkrası...
Adam son derece sevdiği ve saydığı karısının altmışıncı yaş gününde önemli konuklarını da davet ettiği parti için bir pasta ısmarlamış.
Karadenizli pastacı:
- Uzerune ne yazmamı istersinuz daa?' diye sormuş
24 Eylül 2012 Pazartesi
BİLGE YAZILAR
Ölmek üzere olan yaşlı bir baba, yatağının başına üç oğlunu çağırarak,
onlara vasiyette bulunur:
- Oğullarım, ben ölünce, birbirinize düşmemeniz için, size sahibi
olduğum
17 deveyi paylaştırmak istiyorum. Miras olarak develerin yarısını büyük
oğluma, üçte birini ortancaya, dokuzda birini ise küçük oğluma
bırakıyorum.
onlara vasiyette bulunur:
- Oğullarım, ben ölünce, birbirinize düşmemeniz için, size sahibi
olduğum
17 deveyi paylaştırmak istiyorum. Miras olarak develerin yarısını büyük
oğluma, üçte birini ortancaya, dokuzda birini ise küçük oğluma
bırakıyorum.
ALLAHIN RAHMETİ
Yağmurlu bir günde Nasrettin Hoca pencereden dışarı bakarken
komşusunun koşa koşa yağmurdan kaçtığını görür pencereyi açar :
-Hey Ahmet Efendi, birde hacı olacaksın rahmetten kaçılır mı?, der.
Zavallı adam eli mahkum sırılsıklam olur. Ertesi gün hocanın
komşusu hocayı yağmurdan kaçarken görür ve hocaya bir ders vermek ister :
-Hoca Hoca dün bana diyordun bugün sen neden rahmetten kaçıyorsun, der.
Hoca hiç durmadan yoluna devam eder ve komşusuna şöyle der :
-Ben rahmetten kaçmıyorum sadece allahın rahmetine basmamak için
çabalıyorum.
komşusunun koşa koşa yağmurdan kaçtığını görür pencereyi açar :
-Hey Ahmet Efendi, birde hacı olacaksın rahmetten kaçılır mı?, der.
Zavallı adam eli mahkum sırılsıklam olur. Ertesi gün hocanın
komşusu hocayı yağmurdan kaçarken görür ve hocaya bir ders vermek ister :
-Hoca Hoca dün bana diyordun bugün sen neden rahmetten kaçıyorsun, der.
Hoca hiç durmadan yoluna devam eder ve komşusuna şöyle der :
-Ben rahmetten kaçmıyorum sadece allahın rahmetine basmamak için
çabalıyorum.
Temel ve Maymun
Nasa uzay üssünde yeni bir deneme yapılıyormuş.
Gönüllü başvuranlar arasından Temel, astronot
adayı olarak seçilmiş. Ön elemede oldukça sıkı
testleri geçen Temel; 3 aylik ikinci bir eğitim ile
iyi bir astronot olabilmiş. Beklenen an gelmiş ve
Temel bir maymunla birlikte uzay mekiğine binerek
havalanmış. Atmosfer aşıldıktan sonra Temel'in ilk işi;
kendisine sıkı sıkıya söylenildiği gibi zarfları açıp
maymunun ve kendisinin görev kartlarını okumak
olmuş. Maymunun görevleri: "Yerküre ile bağlantıyı
sürekli kontrol altında tutmak; her 2 saatte bir
yörüngedeki sapmaları ayarlamak; füze içindeki
hava basıncı, ısı, iletkenlik değerlerini aşağıya
bildirmek; yakıt harcamasını ve motorların sırasını
belirlemek..." diye devam ederken; okumaktan
sıkılan Temel, kendi görev kartını açmış :
"Maymunu iyi besle!"
Gönüllü başvuranlar arasından Temel, astronot
adayı olarak seçilmiş. Ön elemede oldukça sıkı
testleri geçen Temel; 3 aylik ikinci bir eğitim ile
iyi bir astronot olabilmiş. Beklenen an gelmiş ve
Temel bir maymunla birlikte uzay mekiğine binerek
havalanmış. Atmosfer aşıldıktan sonra Temel'in ilk işi;
kendisine sıkı sıkıya söylenildiği gibi zarfları açıp
maymunun ve kendisinin görev kartlarını okumak
olmuş. Maymunun görevleri: "Yerküre ile bağlantıyı
sürekli kontrol altında tutmak; her 2 saatte bir
yörüngedeki sapmaları ayarlamak; füze içindeki
hava basıncı, ısı, iletkenlik değerlerini aşağıya
bildirmek; yakıt harcamasını ve motorların sırasını
belirlemek..." diye devam ederken; okumaktan
sıkılan Temel, kendi görev kartını açmış :
"Maymunu iyi besle!"
Ümmed-i Muhammed
Ali Mısır'da okuyan bir öğrenci. Sınavlar bitmiş ve
yaz tatiline girecekler.. Babası Ali'ye telefon eder
ve sınavların nasıl geçtiğini sorar. Ali de bilmediği
halde "çok iyi geçti" der ve bunu üzerine babası onu
İstanbul'a işlerinde yardım etmesi için çağırır.
Ali gidecektir İstanbul'a ve arkadaşına son olarak
şöyle der; "Ahmet sen notlarımı öğrenirsin ve beni
ararsın. Eğer telefona babam çıkarsa Muhammed'in
Ali'ye selamı var dersin; ben anlarım bir tane zayıfım
olduğunu." Ahmet notları öğrenir ve arar. Telefona
babası çıkar ve Ahmet şöyle der: - Amcacım Ali'ye
söyle ona bütün Ümmed-i Muhammed'in selamı var...
yaz tatiline girecekler.. Babası Ali'ye telefon eder
ve sınavların nasıl geçtiğini sorar. Ali de bilmediği
halde "çok iyi geçti" der ve bunu üzerine babası onu
İstanbul'a işlerinde yardım etmesi için çağırır.
Ali gidecektir İstanbul'a ve arkadaşına son olarak
şöyle der; "Ahmet sen notlarımı öğrenirsin ve beni
ararsın. Eğer telefona babam çıkarsa Muhammed'in
Ali'ye selamı var dersin; ben anlarım bir tane zayıfım
olduğunu." Ahmet notları öğrenir ve arar. Telefona
babası çıkar ve Ahmet şöyle der: - Amcacım Ali'ye
söyle ona bütün Ümmed-i Muhammed'in selamı var...
KAYIN VALİDE
Adamın birinin evinde yangın çıkmış. Komşuları yardıma koşmayıp
olayı seyretmeye başlayınca iş başa düşmüş.. İlk önce oğlunu yangının
içerisinden çıkarıp dışarda beklemesini söylemiş. Dalmış tekrar duman
ve ateşin içerisine, kızını çıkartmış dışarıya. Sonra karısını, sonra köpeği
ve kedisini. Daha sonra dışarı hiçbir şey getirmeden 3 kere daha içeri
girmiş çıkmış. Onu seyreden komşularından biri sormuş:
- Niçin yanan eve girip çıkıyorsun dışarı hiçbir şey getirmiyorsun?" diye.
- "Kayinvalidem içeride!" demiş adam; "arada bir girip çeviriyorum!".
olayı seyretmeye başlayınca iş başa düşmüş.. İlk önce oğlunu yangının
içerisinden çıkarıp dışarda beklemesini söylemiş. Dalmış tekrar duman
ve ateşin içerisine, kızını çıkartmış dışarıya. Sonra karısını, sonra köpeği
ve kedisini. Daha sonra dışarı hiçbir şey getirmeden 3 kere daha içeri
girmiş çıkmış. Onu seyreden komşularından biri sormuş:
- Niçin yanan eve girip çıkıyorsun dışarı hiçbir şey getirmiyorsun?" diye.
- "Kayinvalidem içeride!" demiş adam; "arada bir girip çeviriyorum!".
KAÇAK ELEKTRİK

Sohbet etmeye başlarlar. Temel durup durup
offfffff çekmektedir. İdris dayanamaz ve sorar :
- Ula Temel niye off liyusun? Temel söyler :
- Fadimemden hiç elektruk alamayrum.
Oysa Temel 3 senelik evlidir. İdris bir daha sorar :
- Ula Temel siz 3 yildir evlusunuz. Bugüne kadar
nasil anlaşaydinuz? Oda cevap verir :
- Ula biz 3 senedir gaçak elektrik kullanayduk daaa
TEMEL TRAFİK KAZASI YAPIYOR
Temel kamyonun direksiyonunda yokuş aşağı inerken
kamyonun frenleri patlamış. Kamyon gitgide hızlanınca
Temel sağa bakmış 500kişilik bir pazar yeri, sola bakmış
küçük bir çocuk. 500 kişi öleceğine 1 kişinin üzerine
süreyim kamyonu demiş.
1 Hafta sonra Hakim Temel’ e soruyor:
- Temel, niye 1 kişi varken, 500kişinin üzerine sürdün
kamyonu.
- Hayir haçim bey, ben aslinda çocugun üzerine sürmiştim,
çocuk kaçinca onu kovaladim daaaa
kamyonun frenleri patlamış. Kamyon gitgide hızlanınca
Temel sağa bakmış 500kişilik bir pazar yeri, sola bakmış
küçük bir çocuk. 500 kişi öleceğine 1 kişinin üzerine
süreyim kamyonu demiş.
1 Hafta sonra Hakim Temel’ e soruyor:
- Temel, niye 1 kişi varken, 500kişinin üzerine sürdün
kamyonu.
- Hayir haçim bey, ben aslinda çocugun üzerine sürmiştim,
çocuk kaçinca onu kovaladim daaaa
ORUÇLUYKEN KAÇ HAMSİ YERSİN
Dursun, Temel’e sormuş:
-Oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyebilursun
Temel?
-100 tane yiyebilurum.
-Hadi ordan, yesen yesen 1 tane yiyebilursun,
gerisini oruçsuz yemiş olirsun,” demiş.
Bu espri Temel’in çok hoşuna gitmiş. Bir gün
yolda giderken Cemal’i görmüş ve hemen sormuş:
-Uşağum oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyebilursun?
Cemal:
-50 tane, demiş.
-Ha uşağum 100 tane deseydun sana müthiş
bir espri yapacaktum da!
-Oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyebilursun
Temel?
-100 tane yiyebilurum.
-Hadi ordan, yesen yesen 1 tane yiyebilursun,
gerisini oruçsuz yemiş olirsun,” demiş.
Bu espri Temel’in çok hoşuna gitmiş. Bir gün
yolda giderken Cemal’i görmüş ve hemen sormuş:
-Uşağum oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyebilursun?
Cemal:
-50 tane, demiş.
-Ha uşağum 100 tane deseydun sana müthiş
bir espri yapacaktum da!
B*K BÖCEĞİ
Adamın biri bir gün bahçesinde otururken b*ktan
top yapan bir b*k böceğini görmüş, böcek pisliği
ayakları ile yuvarlayarak giderken içinden şöyle geçirmiş:
“Ey Allahım! her şeyi çok güzel çok hoş yaratmışsın da,
şu böceği sırf pislikle uğraşsın diye mi yarattın?”
Aradan bir kaç ay geçmiş adam umarsız bir hastalığa
yakalanmış.Derdine kimseler çare bulamamış.
En sonunda bilge bir doktor ”Bak demiş bazen
bahçelerde gezen bir böcek olur ayakları ile pislik yuvarlar
işte o yuvarladığı pisliklerden 40 gün boyunca aralıksız
yiyeceksin” demiş.
Adam köfteyi çakmış ve 40 gün boyunca o pislikleri yemiş
ve iyileşmiş. Aradan yıllar geçmiş aynı adam gemiye binmiş
ve denizin ortasında çok büyük fırtınaya yakalanmışlar.
Herkes bağırıp, çağırıp, ağlaşırken bu adam bacak bacak
üstüne atıp sakince çayını yudumluyomuş. En birileri
dayanamamış sormuş. “Biz yana yakıla dua edip bağırıp
çağırıyoruz sendeki bu ne rahatlık ne be adam!.”
Adam şöyle cevap vermiş ” KURBAN OLDUĞUMUN BİR KERE
İŞİNE KARIŞTIM BANA KIRK GÜN B*K YEDİRDİ, İSTER YÜZDÜRÜR,
İSTER BATIRIR BEN KARIŞMAM KARDEŞİM.”
top yapan bir b*k böceğini görmüş, böcek pisliği
ayakları ile yuvarlayarak giderken içinden şöyle geçirmiş:
“Ey Allahım! her şeyi çok güzel çok hoş yaratmışsın da,
şu böceği sırf pislikle uğraşsın diye mi yarattın?”
Aradan bir kaç ay geçmiş adam umarsız bir hastalığa
yakalanmış.Derdine kimseler çare bulamamış.
En sonunda bilge bir doktor ”Bak demiş bazen
bahçelerde gezen bir böcek olur ayakları ile pislik yuvarlar
işte o yuvarladığı pisliklerden 40 gün boyunca aralıksız
yiyeceksin” demiş.
Adam köfteyi çakmış ve 40 gün boyunca o pislikleri yemiş
ve iyileşmiş. Aradan yıllar geçmiş aynı adam gemiye binmiş
ve denizin ortasında çok büyük fırtınaya yakalanmışlar.
Herkes bağırıp, çağırıp, ağlaşırken bu adam bacak bacak
üstüne atıp sakince çayını yudumluyomuş. En birileri
dayanamamış sormuş. “Biz yana yakıla dua edip bağırıp
çağırıyoruz sendeki bu ne rahatlık ne be adam!.”
Adam şöyle cevap vermiş ” KURBAN OLDUĞUMUN BİR KERE
İŞİNE KARIŞTIM BANA KIRK GÜN B*K YEDİRDİ, İSTER YÜZDÜRÜR,
İSTER BATIRIR BEN KARIŞMAM KARDEŞİM.”
Saatler Geri Alınacakmış
Dursun, saatlerin geri alınacağını duyunca,
evdeki saatleri toplayıp Saatçi Temel’e gider:
- Ula Temel, saatler geri alınacakmış. Biz de
evdeki saatleri senden satın aldığımız için
sana getirdik. Bunları geri alacaksun da.
Temel kendinden emin bir şekilde:
- Öyle yağma yok. Ben de duydum ama,
sadece 1 saat geri alınacakmış. 1 tanesini alırım,
diğerlerini almam
evdeki saatleri toplayıp Saatçi Temel’e gider:
- Ula Temel, saatler geri alınacakmış. Biz de
evdeki saatleri senden satın aldığımız için
sana getirdik. Bunları geri alacaksun da.
Temel kendinden emin bir şekilde:
- Öyle yağma yok. Ben de duydum ama,
sadece 1 saat geri alınacakmış. 1 tanesini alırım,
diğerlerini almam
Hediye
3 adam oturmuş eşlerine aldıkları hediyelerden
bahsediyorlarmış ..
Birincisi demiş ki, ‘karıma öyle bir hediye aldım ki,
6 saniyede 0 dan 100′e çıkıyor.’ Diğer ikisi anlamamışlar.
‘Ne aldın?’ diye sormuşlar. ‘Beyaz bir Porsche aldım.
Çok mutlu oldu.’ diye cevap vermiş.
İkinci adam demişki, ‘Bende geçen doğum gününde
karıma 4 saniyede 0′dan 100′e çıkan bişey almıştım.
’ Hemen anlamışlar tabi ki: ‘Heey, yoksa Ferrari mi aldın?’
Adam gülümsemiş: Evet, kıpkırmızı bir Ferrari aldım.
Gerçekten de ona çok yakıştı.’demiş.
Bu sefer üçüncü adama sormuşlar: ‘Peki sen ne aldın karına?’
Adam demiş ki: Ben öyle bişey aldım ki; sadece 2saniyede
0′dan 100′e çıkıyor.’ Adam lar şaşırmışlar: ‘Atıyorsun!’
demişler, ‘Öyle bir araba olmaz ki!’ Adam cevap vermiş: ‘A
raba aldığımı kim söyledi? İşte bunu aldım demiş..
Hediyeyi Görmek için Lütfen Devamına Tıklayınız
bahsediyorlarmış ..
Birincisi demiş ki, ‘karıma öyle bir hediye aldım ki,
6 saniyede 0 dan 100′e çıkıyor.’ Diğer ikisi anlamamışlar.
‘Ne aldın?’ diye sormuşlar. ‘Beyaz bir Porsche aldım.
Çok mutlu oldu.’ diye cevap vermiş.
İkinci adam demişki, ‘Bende geçen doğum gününde
karıma 4 saniyede 0′dan 100′e çıkan bişey almıştım.
’ Hemen anlamışlar tabi ki: ‘Heey, yoksa Ferrari mi aldın?’
Adam gülümsemiş: Evet, kıpkırmızı bir Ferrari aldım.
Gerçekten de ona çok yakıştı.’demiş.
Bu sefer üçüncü adama sormuşlar: ‘Peki sen ne aldın karına?’
Adam demiş ki: Ben öyle bişey aldım ki; sadece 2saniyede
0′dan 100′e çıkıyor.’ Adam lar şaşırmışlar: ‘Atıyorsun!’
demişler, ‘Öyle bir araba olmaz ki!’ Adam cevap vermiş: ‘A
raba aldığımı kim söyledi? İşte bunu aldım demiş..
Hediyeyi Görmek için Lütfen Devamına Tıklayınız
Kadınları Anlamak
Adamın biri kumsalda dolaşırken ayağı bi şişeye çarpmış..
Şişenin tıpasını çıkarmış ve içinden bir cin çıkmış..
Cin adama – Bir dilek hakkın var..Dile benden ne dilersen! demiş..
Adam da – İki okyanusu birbirine bağlayan bi köprü yapmanı
istiyorum..demiş..
Cin :
- Yahu kardeşim bu ne biçim dilek daha olanaklı bişeyler iste..demiş..
Adam :
- Öyleyse kadınları anlamak istiyorum..demiş..
Cinin cevabı çok kısa ve net :
- Köprü kaç şeritli olsun ? demiş..
Şişenin tıpasını çıkarmış ve içinden bir cin çıkmış..
Cin adama – Bir dilek hakkın var..Dile benden ne dilersen! demiş..
Adam da – İki okyanusu birbirine bağlayan bi köprü yapmanı
istiyorum..demiş..
Cin :
- Yahu kardeşim bu ne biçim dilek daha olanaklı bişeyler iste..demiş..
Adam :
- Öyleyse kadınları anlamak istiyorum..demiş..
Cinin cevabı çok kısa ve net :
- Köprü kaç şeritli olsun ? demiş..
AVUKAT VE DOKTOR
Bir gün avukat ile doktor kaza yapmışlar.
Aracından inen avukat doktorun arabasının
yanına giderek, geçmiş olsun bir şeyin var mı demiş.
Doktor :
- Önemli bir şeyim yok, ufak tefek sıyrıklar var demiş.
Avukat arabadan bir içki çıkarmış ve doktora:
- Çek bir fırt rahatlarsın, Doktor:
- Sağol, demiş ve biraz içtikten sonra:
- Sen de alsana, demiş. Avukat:
- Yok ben polisler geldikten sonra alacağım
Aracından inen avukat doktorun arabasının
yanına giderek, geçmiş olsun bir şeyin var mı demiş.
Doktor :
- Önemli bir şeyim yok, ufak tefek sıyrıklar var demiş.
Avukat arabadan bir içki çıkarmış ve doktora:
- Çek bir fırt rahatlarsın, Doktor:
- Sağol, demiş ve biraz içtikten sonra:
- Sen de alsana, demiş. Avukat:
- Yok ben polisler geldikten sonra alacağım
En Güzel Ramazan Fıkrası
güzelliklere bakıyormuş. “Evrim ne güzellikler yaratıyor!”
diye düşünüp mest oluyormuş. Birden arkasında kocaman bir
ayı belirmiş ve onu kovalamaya başlamış. Adam bütün gücüyle
kaçıyormus ama her arkasına bakışta ayının daha yaklasmış
olduğunu farkediyormuş. Dakikalarca süren bir kaçışın sonunda
adamın ayağı yerdeki dala takılmış, ayı adamın üzerine atlamış,
pençesini kaldirmış. Tam vurmaya hazırlanırken adam ;
“TANRIM” diye bağırmış. Bir anda zaman durmuş, ayı donmuş,
ormandaki nehir bile akmaz olmuş. Bir anda orman kararmış ve
gökyüzünden bir ışık hüzmesi adamın uzerine parlamiş.
Çok derinden gelen ilahi bir ses adama:
- “Yıllarca bana inanmadın, yaratılışı kozmik bir kazaya
bağladın, sana bu durumda yardım etmemi mi istiyorsun?
Seni sevgili bir kulum mu saymalıyım?” demis. Adam utanc icinde:
- “Biliyorum bunca yıldan sonra dindar biri olmayı istemem haksızlık,
ama belki AYIYI dindar yapabilirsiniz”. demis. Ses: “Peki.” diye karsilik
vermiş ve ışık kaybolmuş. Nehir tekrar akmaya baslamış. Herşey eski
haline dönmüş. Ayı pençesini indirmis, iki pençesini de göğe dogru
çevirmiş, ve konuşmaya başlamış:
- “Tanrım, senin rızan için oruç tuttum, senin rızkınla orucumu
açıyorum, hamdolsun verdiğin nimetlere.”…
Ayı Neden Düştü?
Avcı adam başından geçenleri şöyle anlatıyormuş..
-Ormanda ilerlerken, karşıma kocaman bir Ayı çıkmaz mı?
Çifteyi doğrultacak vakit yok!..Silahı bir kenara attığım gibi
başladım kaçmaya..Lakin Ayı peşimde!Benden hızlı koşuyor.
Bir ara ayının sıcacık nefesini ensemde hissettim..O kadar
yaklaşmıştı.Derken Ayının ayağı kaydı, yere düştü… Fırsat bu
fırsat, tabana kuvvet arayı açtım. Ama Ayı toparlandı, kalktı,
bana yetişti.Yine nefesi ensemde… Pençesini uzatsa
omuzumdan yakalayacak. Allahtan tam o sırada yine
Ayının ayağı kaydı, yere düştü. Talih bana gülüyor! Hızımı
arttırabildiğim kadar arttırdım, yeniden arayı beşyüz metre
kadar açtım. Tanrı sizi inandırsın arkadaşlar, Ayı yine bana
yetişti. Yine nefesi ensemde…şansa bakın…Ayının tekrar
ayağı kayıp yere düşmez mi?
Macerayı dinleyenlerden biri dayanamamış :
-Sen de çok yürekliymişsin kardeşim!… Hayvan bana
üç defa nefesi enseme gelecek kadar sokulsa, çok ayıptır
söylemesi, ben korkumdan altıma ederim.
Avcı dönüp ters ters sözünü kesene bakmış :
-Lafı karıştırma yahu! Ayı üç kez neyin üstüne bastı da
ayağı kayıp yere düştü sanıyorsun ?
-Ormanda ilerlerken, karşıma kocaman bir Ayı çıkmaz mı?
Çifteyi doğrultacak vakit yok!..Silahı bir kenara attığım gibi
başladım kaçmaya..Lakin Ayı peşimde!Benden hızlı koşuyor.
Bir ara ayının sıcacık nefesini ensemde hissettim..O kadar
yaklaşmıştı.Derken Ayının ayağı kaydı, yere düştü… Fırsat bu
fırsat, tabana kuvvet arayı açtım. Ama Ayı toparlandı, kalktı,
bana yetişti.Yine nefesi ensemde… Pençesini uzatsa
omuzumdan yakalayacak. Allahtan tam o sırada yine
Ayının ayağı kaydı, yere düştü. Talih bana gülüyor! Hızımı
arttırabildiğim kadar arttırdım, yeniden arayı beşyüz metre
kadar açtım. Tanrı sizi inandırsın arkadaşlar, Ayı yine bana
yetişti. Yine nefesi ensemde…şansa bakın…Ayının tekrar
ayağı kayıp yere düşmez mi?
Macerayı dinleyenlerden biri dayanamamış :
-Sen de çok yürekliymişsin kardeşim!… Hayvan bana
üç defa nefesi enseme gelecek kadar sokulsa, çok ayıptır
söylemesi, ben korkumdan altıma ederim.
Avcı dönüp ters ters sözünü kesene bakmış :
-Lafı karıştırma yahu! Ayı üç kez neyin üstüne bastı da
ayağı kayıp yere düştü sanıyorsun ?
TAVŞAN AVI
Temel ava çıkmış. Akşama kadar hiçbir şey vuramayınca
eve boş gitmemek için kasaptan bir tavşan almış.
Eve geldiğinde tavşanı gören
Fadime :
- Ula bu soyulmuş tavşanı nasil vurdun daa!! deyince,
Temel :
- Ormanda başka bir tavşanla sevişirken yakaladım,
giyinmeye firsati olmadiii
eve boş gitmemek için kasaptan bir tavşan almış.
Eve geldiğinde tavşanı gören
Fadime :
- Ula bu soyulmuş tavşanı nasil vurdun daa!! deyince,
Temel :
- Ormanda başka bir tavşanla sevişirken yakaladım,
giyinmeye firsati olmadiii
BARMEN VE MÜŞTERİSİ
Adamın teki bir bara gitmiş. tam otururken barmen bana bir B..demeden
barmen; Beklesene kardeşim san…amı bakacağım diğer muşterileremi diye
terslemiş. Aradan 1-2 dakika geçmiş yine barmene barmen bana bir bira
verirmisin demiş. Barmen de al lan biranı deyip masaya sertçe bardağı koymuş.
Barmen bir dakika bakarmısın demiş adam. Gene ne istiyorsun diye çıkışarak
gelmiş.Adam sizinle bir iddaya girmek istiyorum demiş ne iddası demiş barmen.
Bakın demiş adam; şu barın sonuna bir likör bardağı koyacağım ve oturduğum
sandalyemin üstüne çıkıp bardağın icine hiç sağa sola bir damla damlatmadan
işeyeceğim. seninle 1000 dolarına iddaya girmek istiyorum demiş ve parayı çıkartıp
masaya koymuş. Barmen şaşırıp kem küm ederken adam barmene; sen biraz düşün
ben bir tuvalete gidip geleyim demiş. Barda oturanlar ısrarla iddaya gir iddaya gir
damlatmaması sıçratmaması imkansız demişler. O sırada adam tuvaletten gelmiş ve
sormuş evet iddaya giriyormusun? Barmen tamam demiş kabul ediyorum.
Adam bardağı barın sonuna koymuş, gitmiş sandalyesinin üstüne çıkmış açmış
fermuarını bardakilerin üstüne, barmenin suratına, barın heryerine işemiş fermuarı
kapatıp kendinden emin bir ifadeyle yerine oturmuş. Barmen kazandığı 1000 doların
sevinciyle sırıtarak adamın yanına gelmiş; kaybettin kaybettin 1000 dolar kaybettin
ama neden üzülmüyorsun? demiş.Adam bak demiş barmene; şu tuvaletin yanındaki
gurubu görüyormusun demiş onlarla iddaya girdim dedim ki şimdi gidip şu barmenin
ağzına yüzüne işeyeceğim ve barmen gülecek. Sayende 5000 dolar kazandım sağol.
barmen; Beklesene kardeşim san…amı bakacağım diğer muşterileremi diye
terslemiş. Aradan 1-2 dakika geçmiş yine barmene barmen bana bir bira
verirmisin demiş. Barmen de al lan biranı deyip masaya sertçe bardağı koymuş.
Barmen bir dakika bakarmısın demiş adam. Gene ne istiyorsun diye çıkışarak
gelmiş.Adam sizinle bir iddaya girmek istiyorum demiş ne iddası demiş barmen.
Bakın demiş adam; şu barın sonuna bir likör bardağı koyacağım ve oturduğum
sandalyemin üstüne çıkıp bardağın icine hiç sağa sola bir damla damlatmadan
işeyeceğim. seninle 1000 dolarına iddaya girmek istiyorum demiş ve parayı çıkartıp
masaya koymuş. Barmen şaşırıp kem küm ederken adam barmene; sen biraz düşün
ben bir tuvalete gidip geleyim demiş. Barda oturanlar ısrarla iddaya gir iddaya gir
damlatmaması sıçratmaması imkansız demişler. O sırada adam tuvaletten gelmiş ve
sormuş evet iddaya giriyormusun? Barmen tamam demiş kabul ediyorum.
Adam bardağı barın sonuna koymuş, gitmiş sandalyesinin üstüne çıkmış açmış
fermuarını bardakilerin üstüne, barmenin suratına, barın heryerine işemiş fermuarı
kapatıp kendinden emin bir ifadeyle yerine oturmuş. Barmen kazandığı 1000 doların
sevinciyle sırıtarak adamın yanına gelmiş; kaybettin kaybettin 1000 dolar kaybettin
ama neden üzülmüyorsun? demiş.Adam bak demiş barmene; şu tuvaletin yanındaki
gurubu görüyormusun demiş onlarla iddaya girdim dedim ki şimdi gidip şu barmenin
ağzına yüzüne işeyeceğim ve barmen gülecek. Sayende 5000 dolar kazandım sağol.
AKILLI SARIŞIN
New York`tan Los Angeles`e giden ucakta cingoz bir avukat ile
sarisin aptal gorunuslu bir hanim yanyana oturuyorlar.
Avukat hem hanimla yakinlasmak hem de hosca vakit
gecirmek icin bir oyun teklif ediyor. Kabul gorunce oyunu anlatiyor:
-Size bir soru soracagim, cevabi bilemezseniz bana 5 dolar vereceksiniz,
sonra siz so…racaksiniz bilemezsem ben size 50 dolar verecegim.
Ve ilk soruyu soruyor:
-Ay ile dunya arasindaki uzaklik ne kadardir?
Kadin tek soz soylemeden cantasindan 5 dolar cikarip adama
uzatmis. Soru sorma sirasi sarisina gelmis:
-Tepeye 3 ayakla tirmanip 4 ayakla asagi inen sey nedir?
Adam dakikalarca dusunmus… Yaniti bulamamis… Cuzdanindan
50 dolar cikarip kadina uzatmis. Kadin parayi kibarca alip cantasina
koyarken avukat merakla sormus:
-Cevap ne?
Kadin tek kelime etmeden cantasini acmis ve 5 dolar cikarip
adama uzatmis..
sarisin aptal gorunuslu bir hanim yanyana oturuyorlar.
Avukat hem hanimla yakinlasmak hem de hosca vakit
gecirmek icin bir oyun teklif ediyor. Kabul gorunce oyunu anlatiyor:
-Size bir soru soracagim, cevabi bilemezseniz bana 5 dolar vereceksiniz,
sonra siz so…racaksiniz bilemezsem ben size 50 dolar verecegim.
Ve ilk soruyu soruyor:
-Ay ile dunya arasindaki uzaklik ne kadardir?
Kadin tek soz soylemeden cantasindan 5 dolar cikarip adama
uzatmis. Soru sorma sirasi sarisina gelmis:
-Tepeye 3 ayakla tirmanip 4 ayakla asagi inen sey nedir?
Adam dakikalarca dusunmus… Yaniti bulamamis… Cuzdanindan
50 dolar cikarip kadina uzatmis. Kadin parayi kibarca alip cantasina
koyarken avukat merakla sormus:
-Cevap ne?
Kadin tek kelime etmeden cantasini acmis ve 5 dolar cikarip
adama uzatmis..
19 Eylül 2012 Çarşamba
YAŞLI ADAM VE ATI

ÇİN ATASÖZÜ
Köyün birinde yaşlı bir adam yaşarmış. Çok fakirmiş ama Kralın bile kıskandığı bir ata sahipmiş. Kral bu at için ihtiyara neredeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş ama dam satmaya yanaşmamış. “Bu at, bir at değil benim için; bir dost, insan dostunu satar mı? Dermiş.
Bir sabah kalkmışlar ki at yok! Köylü ihtiyarın başına toplanmış. “Seni ihtiyar bunak, bu atı sana bırakmayacakları, çalacakları belliydi. Krala satsaydın, ömrünün sonuna kadar beyler gibi yaşardın. Şimdi ne paran var, ne de atın,” demişler.
12 Eylül 2012 Çarşamba
Başçavuş Albayı tutuklayacakmış
Albay, binbaşıya: -Yarın güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir şey değildir. Erleri talim elbiseleri ile talim meydanına getirin de olayı görsünler. Ben de orada bulunup kendilerine gerekli bilgiyi vereceğim. Şayet yağmur yağarsa, tabii bir şey göremeyiz. O zaman erleri, üstü kapalı talimgaha götürürsün. Binbaşı, yüzbaşıya: -Albayın emri ile yarın sabah saat dokuzda güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir olay değildir. Şayet hava kapalı olursa bir şey görülemeyecektir. Bu durumda tutulma, kapalı talimgahta gerekli talim elbisesiyle yapılacaktır. Yüzbaşı, teğmene: -Albayın emri ile yarın sabah dokuzda talim elbisesi ile güneş tutulmasının açılış merasimi yapılacaktır. Şayet yağmur yağarsa ki bu durum pek görülen bir olay değildir, Albay kapalı talimgahta gerekli bilgiyi verecektir. Teğmen, başçavuşa: -Yarın sabah dokuzda hava güzel olursa, talim kıyafeti ile albay tutulacak. Kapalı talimgahta yağmur yağarsa, alayın meydanında manevra yapılacak. Çünkü bu her zaman görülen bir olay değildir. Basçavuş, askere: -Yarın sabah saat dokuzda kapalı talimgahta Albayı tutacağız. Sabah hepiniz talim teçhizat ile hazır olun. Askerler kendi aralarında: -Yarın sabah bizim başçavus Albayı tutuklayacakmış.
23 Ağustos 2012 Perşembe
Bordo Bereliler
1993 senesinde Yüksekovaya ilk yerel
Radyo İstasyonu kurulur,
Birgün sunucu yayında Anonsa girer
-Evet şimdi dağlardaki kardeşlerimizden istek var
Dağlara gel dağlara isimli türkü dağdaki gerillalara gelsin…
Parça çalınmaya başlar Aradan 2-3 dakika
geçmiştir ki Bir anda Pat Küt diye kapılar kırılır
Sunucu türküyü yarıda keser
ve sesi titreyerek Anonsa girer
-E.e.e.e.vet! Şuan Bordro Bereli Abilerimiz geldiler
ve İstek yaptılar Belkıs Akkaleden Dağlar Seni Delik Delik
Delerim isimli Türküyü Hep Beraber Dinliyoruz……..!
20 Ağustos 2012 Pazartesi
BAŞ AĞRISI
Joe, yatak kariyeri başarılarla dolu bir insandır. Ancak yaşlandıkça bu meziyeti inanılmaz bir baş ağrısı yüzünden durmuştur. Sağlığı ve aşk hayatı, çekilmez bir hal aldığında tıbbı bir yardıma ihtiyacı olduğunu fark eder.
Kapı kapı, doktor doktor gezdikten sonra problemini çözebilecek bir uzman hekim bulur kendine;
"- Size bir iyi, bir de kötü bir haberim var." der doktor.
"- Doktor, önce iyi haberi duymak istiyorum."
"- Sizi baş ağrınızdan kurtarabilirim."
"- Peki, kötü haber nedir doktor bey?"
KURUSUN
Bir gün doktorlar, tımarhanede yaptıkları araştırmada en akıllı deliyi seçeceklermiş. Bir gün delilerden biri bahçede bulunan havuza düşmüş ve boğulmak üzereymiş. Delilerden biri havuza düşen arkadaşını kurtarmaya çalışmış. Bunu gören doktorlar arkadaşını kurtaran deliyi yanlarına çağırmışlar ve "seni en akıllı seçiyoruz" demişler. Doktorlardan biri: "Peki kurtardığın arkadaşını çağır da sana teşekkür etsin" demiş. Deli: "Gelemez ki!" Doktor: "Neden gelemezmiş?" Deli: "Çünkü kuruması için onu astım!"
DOKTOR İLE DELİ
Doktor,akıl
hastasına sorar:
-Bir kulağını
kessem ne olur?
-Canım yanar.
-Ya iki kulağını
kessem ne olur?
-O zaman iyi
göremem.
-Peki ama niçin?
-Niçini varmı
canım, iki kulağımı da kesersen gözlüğümü nereye takacağım
2 Mart 2012 Cuma
Patron ve Çocuk

önemli bir arızanın acilen giderilmesi için bilgisayar muhendislerinden
birinin evine telefon eder.
Karşı taraftan fısıldayan bir cocuk sesi:
- "Alo" der.Patron sorar:
- "Baban evde mi? Çocuk fısıldayarak cevap verir:
- "Evet".Patron sorar:
- "Onunla konuşabilir miyim?" Çocuk fısıldayarak cevap verir:
- "Hayır".Patron şaşırarak:
- "Peki annen evde mi?". Çocuk fısıldayarak:
- "Evet".Patron:
- "Peki onunla konuşabilir miyim?". Çocuk yine fısıldayarak:
- "Hayır".Patron şaşkın:
- "Orada başka kimse var mı?"
- "Evet" der çocuk fısıldayarak.
- "Bir polis memuru var". Mühendislerinden birinin evinde polisin ne işi olduğuna anlam veremeyen adam sorar:
- "Memur beyle konuşabilir miyim?"
- "Hayır" der ufaklık, şu anda meşgul". İyice meraklanan patron:
- "Neyle meşgul?" Çocuk fısıldayarak cevaplar:
- " Annem, babam ve itfaiyeci amcalarla konuşuyor"
Meraklanan ve endişelenen patron, telefondan gittikce artan bir gürültü duyar:
- "Bu ses de ne?.." diye sorar.
- "Helikopter" der çocuk, hala fısıldayarak. Panikleyen patron:
- "Neler oluyor orada" diye sorar. Çocuk hala fısıldayarak:
- "Arama kurtarma timi geldi". Patron endişeli ve neler olduğunu bilememenin kızgınlığı içinde:
- "İyi de neyi arıyorlar...?". Küçük çocuk hala fısıldayarak ve kıkırdayarak cevap verir...
- "BENİ..."
24 Şubat 2012 Cuma
Politika Nedir

Çocuk babasına sorar:
Baba politika gerçekten nedir?
-Bak oğlum, ben eve para getiriyorum öyleyse ben bir kapitalistim.
-Annen parayı yönetir, öyleyse o da hükümettir.
-Deden paranın doğru idare edilip edilmediğine dikkat eder, o da sendikadır.
-Hizmetçi kız ise işçi sınıfıdır.
-Bizlerin ise tek hedefi vardır senin rahatlığın, dolayısı ile sende halksın ve sargı bezi içinde yatan kardeşin ise gelecektir.
-Oğlum anlaya bildin mi?
Çocuk düşünür ve babasına bu gece anlattıklarının üzerinde düşüneceğini söyler.
Gece yarısı çocuk uyanır, küçük kardeşi sargısına pislemiştir ve bağırmaktadır. Ne yapacağını bilemeyen çocuk anne ve babasının yatak odasına gider.
Annesi yalnız ve derin bir şekilde yatmaktadır bu yüzden uyandıramaz.
Böylece hizmetçi kızın odasına gider, bakar ki babası hizmetçi kızla yataktadır.
Dedeside pencereden gizlice onları seyretmektedir.
Hepsi öyle meşguldürler ki çocuğun orada olduğunun farkına bile varmazlar. Çocuk hiç birşey yapamadan yatağına geri döner.
Ertesi sabah baba çocuğuna kendince politikanın ne olduğunu anlatmasını ister.
-Evet diye cevaplar çocuk.
-Kaptalizm işçi sınıfını kötüye kullanıyor.
-Sendika bunu seyrediyor.
-Bu arada hükümet uyuyor.
-Halk ise dikkate alınmıyor.
-Ve gelecek bokun içinde yatıyor.
-POLİTİKA BUDUR!!!!
Baba Oğul Muhabbeti

Adam yorgun argın eve döndüğünde 5 yaşındaki çocuğunu kapının önünde beklerken buldu.
Çocuk babasına, "Baba bir saatte ne kadar para kazanıyorsun" diye sordu ...
Zaten yorgun gelen adam, "Bu senin işin değil" diye cevap verdi. Bunun üzerine çocuk "Babacım lütfen, bilmek istiyorum" diye üsteledi.
Adam "İllâ da bilmek istiyorsan 20 milyon" diye cevap verdi.
Bunun üzerine çocuk "Peki bana 10 milyon borç verir misin" diye sordu.
Adam iyice sinirlenip, "Benim senin saçma oyuncaklarına veya benzeri şeylerine ayıracak param yok. Hadi, derhal odana git ve kapını kapat" dedi.
Çocuk sessizce odasına çıkıp kapıyı kapattı.
Adam sinirli sinirli "Bu çocuk nasıl böyle şeylere cesaret eder." diye düşündü.
Aradan bir saat geçtikten sonra adam biraz daha sakinleşti ve çocuğa parayı neden istediğini bile sormadığını düşündü, "Belki de gerçekten lazımdı..." Yukarı çocuğunun odasına çıktı ve kapıyı açtı... Yatağında olan çocuğa, "Uyuyor musun" diye sordu.
Çocuk "Hayır" diye cevap verdi... "Al bakalım, istediğin 10 milyon. Sana az önce sert davrandığım için üzgünüm. Ama uzun ve yorucu bir gün geçirdim" dedi...
Çocuk sevinçle haykırdı, "Tesekkürler babacığım..." Hemen yastığının altından diğer buruşuk paraları çıkardı.
Adamın suratına baktı ve yavaşça paraları saydı.
Bunu gören adam iyice sinirlenerek, "Paran olduğu halde neden benden para istiyorsun..? Benim, senin saçma çocuk oyunlarına ayıracak vaktim yok..." diye kızdı.
Çocuk "Param vardı ama yeterince yoktu" dedi ve yüzünde mahcup bir gülücükle paraları babasına uzattı; "İşte 20 milyon... Şimdi bir saatini alabilir miyim babacım..?"
Senin Yaşında

Çocuk babasına gülerek :
Baba Atatürk senin yaşındayken de Cumhurbaşkanıydı ....
Tatil Bitti
Bir işadamı, oldukça yoğun ve yorucu geçen bir seneden sonra tatile çıkmaya karar verir. Eşi de kendisi gibi meşgul olduğu için birlikte tatil yapacakları bir dönem ayarlamak zor olur. İspanya kıyılarında bir otel bulur ve bulduğu ilk uçakla oraya gider. Otele yerleşirken bir aylık bir rezervasyon yaptırır. Bir hafta kadar güzelce tatil yaptıktan sonra, bir akşam yemeğinde garson kendisine bir mektup iletir. Mektubu okuyan işadamı, tatilini geçirdiği otelin yöneticisinin yanına gider. "Ne yazık ki tatil sona erdi..." Yönetici şaşırır ve üzülür. "Ama beyefendi, bir aylık rezervasyon yaptırmıştınız, ne oldu böyle aniden?" İşadamı çaresiz bakışlarla cevap verir: "Evet bir ay kalacağım, ama tatil bitti. Karım işinden izin almayı başarmış ve iki gün sonra burada olacakmış..."
9 Şubat 2012 Perşembe
Tüp Geçit
Mısır hükümeti Kızıldeniz'in altına tüp geçit yaptırmak için ihale açar.
İhaleye İngiltere'den, Amerika'dan, Japonya'dan birer firma ve Türkiye'den de Temelin firması olmak üzere dört firma katılır. Firmaları teker teker mülakata çağırırlar ve teknik bilgi isterler.
İngiliz Firması:
- Biz iki taraftan da eşzamanlı olarak tüneli kazmaya başlarız ve denizin altında tam ortada buluşuruz.
Tüneller arasında maksimum 1 metre fark olur, 30 metre enindeki tünelde de 1 metreyi rahatlıkla düzeltiriz. derler.
Amerikan Firması:
- Biz de iki taraftan kazmaya başlarız ve tam ortada buluşuruz.
Maksimum 50cm fark olur. derler.
Japon Firması:
- Biz iki taraftan kazmaya başlarız ve tam ortada buluşuruz.
Maksimum 20cm fark olur. derler.
Sıra bizim Temel'e gelir.
Temel:
- lla biz de iki taraftan kazmaya başlarız.
Ortada buluştuuuk buluştuk, buluşamadık iki tüneliniz olur. der!!!
İhaleye İngiltere'den, Amerika'dan, Japonya'dan birer firma ve Türkiye'den de Temelin firması olmak üzere dört firma katılır. Firmaları teker teker mülakata çağırırlar ve teknik bilgi isterler.
İngiliz Firması:
- Biz iki taraftan da eşzamanlı olarak tüneli kazmaya başlarız ve denizin altında tam ortada buluşuruz.
Tüneller arasında maksimum 1 metre fark olur, 30 metre enindeki tünelde de 1 metreyi rahatlıkla düzeltiriz. derler.
Amerikan Firması:
- Biz de iki taraftan kazmaya başlarız ve tam ortada buluşuruz.
Maksimum 50cm fark olur. derler.
Japon Firması:
- Biz iki taraftan kazmaya başlarız ve tam ortada buluşuruz.
Maksimum 20cm fark olur. derler.
Sıra bizim Temel'e gelir.
Temel:
- lla biz de iki taraftan kazmaya başlarız.
Ortada buluştuuuk buluştuk, buluşamadık iki tüneliniz olur. der!!!
Çinli ile Doktor
Çinli ile Doktor
Çinlinin biri iş amaçlı Türkiye`ye gelmiş, aksilik bu ya bir trafik kazası geçirir ve tercümanı ölür kendisi ağır yaralıdır. Aradan biraz zaman geçer adam biraz iyileşir, doktor kontrol için çinlinin odasına gider, çinliye yaklaşır ve raporlara bakarken çinli doktora;
- çhan çhin çhun.der
doktor şaşırmış bir durumda hastaya yaklaşır ve sorar
-ne demeye çalışıyorsun?
-çhan çhin çhun.
doktor meraklanmıştır ve tekrar sorar
- ne lazımdı der.
Artık çinlinin rengi solmaya başlamış bir halde tekrar;
- çhan çhin çhun. der ve ölür.
Doktor çinlinin söylediklerini bir kâğıda yazar ve düşünmeye başlar, bana kesinlikle parasının yerini söylemiştir diye hayaller kurarak tercüman arar ve kâğıdı uzatır ve Türkçeye çevirmesini söyler tercümana. Kâğıtta şöyle yazar
- hortuma basıyorsun nefes alamıyorum!...
Çinlinin biri iş amaçlı Türkiye`ye gelmiş, aksilik bu ya bir trafik kazası geçirir ve tercümanı ölür kendisi ağır yaralıdır. Aradan biraz zaman geçer adam biraz iyileşir, doktor kontrol için çinlinin odasına gider, çinliye yaklaşır ve raporlara bakarken çinli doktora;
- çhan çhin çhun.der
doktor şaşırmış bir durumda hastaya yaklaşır ve sorar
-ne demeye çalışıyorsun?
-çhan çhin çhun.
doktor meraklanmıştır ve tekrar sorar
- ne lazımdı der.
Artık çinlinin rengi solmaya başlamış bir halde tekrar;
- çhan çhin çhun. der ve ölür.
Doktor çinlinin söylediklerini bir kâğıda yazar ve düşünmeye başlar, bana kesinlikle parasının yerini söylemiştir diye hayaller kurarak tercüman arar ve kâğıdı uzatır ve Türkçeye çevirmesini söyler tercümana. Kâğıtta şöyle yazar
- hortuma basıyorsun nefes alamıyorum!...
Hızlı Koşu
Hızlı koşu
Bir Amerikali ile Japon safari'ye çıkmışlar.
Her ikisi de son teknolojik silahları ile birbirlerine nazire yapmak için yanlarına almışlar.
Derken uzakta bir aslan görünmüş.
Amerikalı lazer tüfeğini doğrultmuş ve aslana ateş etmiş.
Ama karavana.
Hemen Japon uydudan yönlendirmeli tüfeğini doğrultup ateş etmiş.
Fakat o da karavana.
Aslan bizimkileri farkedince üzerlerine doğru gelmeye başlamış.
Amerikalı bir yudum viski içip acı sonu beklemeye başlamış.
Japon hemen botlarını çıkarıp spor ayakkabılarını giymeye başlamış.
Amerikalı sormuş :
-Ne o, aslandan hizlı mı koşacaksın ?
-Yoo, senden hızlı koşsam yeter...
Bir Amerikali ile Japon safari'ye çıkmışlar.
Her ikisi de son teknolojik silahları ile birbirlerine nazire yapmak için yanlarına almışlar.
Derken uzakta bir aslan görünmüş.
Amerikalı lazer tüfeğini doğrultmuş ve aslana ateş etmiş.
Ama karavana.
Hemen Japon uydudan yönlendirmeli tüfeğini doğrultup ateş etmiş.
Fakat o da karavana.
Aslan bizimkileri farkedince üzerlerine doğru gelmeye başlamış.
Amerikalı bir yudum viski içip acı sonu beklemeye başlamış.
Japon hemen botlarını çıkarıp spor ayakkabılarını giymeye başlamış.
Amerikalı sormuş :
-Ne o, aslandan hizlı mı koşacaksın ?
-Yoo, senden hızlı koşsam yeter...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)